Evinde Hissetmek, Yeniden ve Yeniden Sergisi

Konak / İzmir

Evinde Hissetmek, Yeniden ve Yeniden Sergisi

Sergi, kendisini İzmirli bir sanatçı olarak tanımlayan, 1985-93 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde eğitim gören Ekrem Yalçındağ'ın 40 yıl önce sanat hayatının başladığı şehre duyduğu manevi bağlılığa sembolik bir saygı ve cevap niteliğinde. Yalçındağ, sanatçı tutkusunun yeşerdiği, köklü dostluklar inşa ettiği, gençlik yıllarının coşkulu günlerini yaşadığı İzmir'e yeniden dönmenin mutluluğu ve huzurunu sergisinin adına da taşıyor.

Ekrem Yalçındağ'ın son dönem çalışmalarından bir seçki sunan sergide sanatçının üç ana döneminin en karakteristik çalışmaları yer alıyor. Ağırlığını 'Doğa' adını verdiği son dönem çalışmalarına, 'Monokrom' ve 'Sonsuzluk' serilerinden yapıtlar eşlik ediyor.

Sanatçının 'Doğa' serisi, ilk günden bugüne sanatsal düşüncesinin merkezinde yer alan tabiat fikrinin geldiği son aşamayı temsil ediyor. Tek bir tuval yüzeyinde dallı budaklı ağaç gövdelerinin fiziki bir temas ile basılması, hazır imaj olarak bulunan bir orman kesiti ve ağaç yapraklarının ipek baskı tekniği ile uygulanması ve son olarak sanatçının kendine özgü stilize motiflerinin boyanması ile ortaya çıkan seri, doğa ve onu algılayışımıza dair çok katmanlı bir görsellik sunuyor. Yalçındağ yeni serisinde hiç olmadığı kadar doğayı hem fiziksel varlığı ile kutsuyor hem de kavram olarak doğanın sanattaki temsiliyetine yeni bir bakış açısı getiriyor. Sanat ile doğa arasında yüzyıllardır var olan organik ve kültürel bağa, kariyeri boyunca geliştirdiği kendine özgü kavram ve teknik mükemmeliyet ile yeni bir cevap aralıyor. Seri aynı zamanda doğal ile yapay görüntü ve onu kavrayışımız arasındaki algısal ilişkilere dair de yeni bir perspektif öneriyor.

Sergi, ilk örnekleri 2018 yılında ortaya çıkan sanatçının 'Monokrom' adını verdiği seriden, yine Yalçındağ'a özgü yuvarlak formlar üzerine uyguladığı çeşitlemelerine de yer veriyor. Yalçındağ, aynı rengin açık ve koyu tonları ile yuvarlak bir formun içerisine oturttuğu iç içe geçmiş dairesel bir hareketi tekrar ettirerek, izleyen gözün dairenin merkezinden sınırlarına doğru akmasına olanak veren sonsuz ritmi keşfetmesini sağlıyor. Tek bir rengin imkanları ile dairesel bir hareketin sonsuz döngüsü arasında kendinden önceki sanatçıların bulmaya çalıştıkları resimsel ve kavramsal bağa yeni ve farklı bir bakış açısı getiriyor.

Sergide yer alan ve 2020 yılında ilk örneklerini vermeye başladığı üçüncü serisi ise 'Sonsuzluk' adını taşıyor. İki rengin yine yuvarlak formlu bir tuval yüzeyinde neredeyse birbirlerinin içinden doğdukları izlenimini veren 2 mükemmel bir teknik ile uygulandığı bu seride sanatçı, neredeyse ilk kez dünyadaki doğal bir oluşumu hatırlatacak derecede görsel bir imge kurguluyor. Tercih ettiği yuvarlak form bu örneklerde hacim kazanarak adeta bir küreye dönüşmeye başlıyor. Bir günbatımı manzarasını, ya da güneş veya ay tutulması gibi üst üste binen iki gezegenin birbirlerinin ışığını hem yuttuğu hem de çoğalttığı bir sonsuzluk anını hatırlatıyor.

Aynı zamanda sergide Ekrem Yalçındağ'ın röportajlarında belirttiği üzere, yönetmen Krzysztof Kieslowski'nin 'Öldürme Üzerine Bir Filmi'nin etkisiyle oluşturduğu, kariyerine yön veren, doğa ve motif fikirlerine ulaşmasında öncülük eden kompozisyonuna ve Andy Warhol'un popsanat fikirlerine cevap niteliğinde geliştirdiği 'Otoportre' adlı öğrencilik çalışmalarına da yer vermesi. Sanatçı bu resimler ile başlangıç ve şimdiyi bir döngü halinde birbirine bağlayarak sanatının kendi içinde geçirdiği gelişim ve

dönüşümü sunuyor.

Sanatçının son dönem üretimlerinden 200'e yakın eserin yer aldığı serginin küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu, organizasyonunu da F&A Gallery üstleniyor

Kullanıcı Yorumları

Hiç yorum yapılmamış, yorum yapmak ister misiniz?

Yorum yapmak için tıklayınız...